Üçüncü Yargı Paketi’nin yasalaşmasıyla tahliye umudu doğan isimlerden biri de 3.5 yıldır tutuklu bulunan Mustafa Balbay. Gülşah Balbay, tahliye umudunu ve çocuklarının baba hasretini anlattı. “8 aylıkken babasından ayrılan oğlumuz Deniz şimdi 4.5 yaşında. Babasının Silivri’de çalıştığını, para kazandığını sanıyor”
 

Uzun ve haksız tutukluluk tartışılırken, aslında en büyük cezayı her zaman olduğu gibi tutuklu yakınları çekiyor. Ergenekon davasında 3.5 yıldır tutuklu olarak yargılanan gazeteci, milletvekili Mustafa Balbay’ın eşi iki küçük çocuğuyla her hafta Ankara’dan Silivri yollarına taşınıyor. Gülşah Balbay 4.5 yaşındaki oğlu Deniz ve 11 yaşındaki kızı Yağmur; 1220 gündür Silivri Cezaevi’nde Mustafa Balbay’ın tahliyesini bekliyor. Üçüncü Yargı Paketi’nin yasalaşmasıyla yeşeren tahliye umutları önümüzdeki haftaya ertelendi. Gülşah Balbay’ın çocuklarıyla Silivri yolundan dönüşünü, çocukların baba hasretini, 3.5 yılın zorluklarını ve gelecek planlarını konuştuk.

Balbay’ın tahliyesi bir süre daha gecikti. Hayal kırıklığı yarattı mı sizde?

Mahkeme her ayın sonunda tahliye için dosyayı elden geçiriyor. Bizimki de 27’sine geliyor. Bir umut bu tarihte tahliye olabilir. Umut hiç tükenmiyor, hiç bitmiyor. Tahliye olmadığı haberini duyunca yıkıldık. Dün yarı yoldan geri döndük. ‘Artık çıkacak babanız, geliyor’ diye çocukları da yanıma almıştım, haberi duyunca çocuklara ‘Babanızın işleri bitmemiş, birkaç gün sonra gidip kendisini alacağız’ dedim ve Ankara’ya geri döndük. Ama içimde fırtınalar koptu, başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Umut asla bitmiyor. Umut bittiği an yenik düştük demektir. Bu 3.5 yıl böyle geçti. Ama bizim hissettiğimiz ve aldığımız haberler bu işini sonuna gelindi.

KCK davasından tutuklu BDP’li Faysal Sarıyıldız tahliye talebi reddedildi. Bu haber sizde nasıl bir his uyandırdı?

Ben hep umutluyum. Dileğim herkes çıksın, tüm vekiller akademisyenler, gençler, öğrenciler çıksın. Bu kabus bitsin artık. Sadece vekiller değil. Bir an önce tahliyeler hızlansın. Bir tek Balbay değil herkes tahliye olsun.

Çocukların durumu nasıl?

4.5 yaşındaki oğlumuz Deniz, babasının Silivri’de para kazandığını sanıyor. Biz ona böyle söyledik. Babası Silivri’ye girdiğinde 8 aylıktı. ‘Babanın işleri bitmedi, ondan gelemiyor’ diyorum hep. Cezaevini havaalanı olarak anlattık kendisine. Aramalardan geçtiği için öyle düşünüyor Silivri’yi. Çok küçük algılayamaz gerçeği. Daha büyük zarara uğramasın diye yalanlarla dolu bir dünya var çevresinde. Babasının işi bitmiyor, bu nedenle havaalanından gelemiyor. Ablası Yağmur 11 yaşında, onun aklı daha başında. Her şeyi fazlasıyla biliyor, konuşuyoruz onunla. Ruh hali ve bakışı daha olgun. Çok umutlu babasının geleceğine. Babasının neden tutuklu olduğunu da biliyor, ‘gurur duyuyorum babamla’ diyor. Babasız geçen yıllara kızım çok serinkanlı artık. O bizimle soluk alıp veriyor, bu olaylar ve acılar onu çok daha güçlendirdi. Nazlıcan da var Tuncay Özkan’ın kızı. O da çok kötü günler geçirdi. Bu süreci çocukları çok etkileniyor bu daha sonradan çıkacak. Bilinç altına bir şeyler yerleşti umarım 17-18 yaşında bir yerden patlamaz. Ama biz hep onlarla olacağız, ömrümüz yeterse onları yalnız bırakmayacağız.

Balbay ‘rüyamda eşimle görüşürken de tutuklu olduğumu görüyorum’ dedi.

Çocuklar rüyaları size anlatıyorlar mı?

Hep babalarını rüyalarında görüyorlar, onunla rüyalarda konuşuyorlar adeta telepati kuruyorlar. Kızım anlatıyor, babamla şöyle konuştum. Babam bana okuldaki arkadaşımla ilgili şu tembihlerde bulundu, dersimi çalışmamı söyledi’ diyor. Uyanırken baba ile uyanıyor, birkaç dakika gerçek hayata dönemiyor. Ama bunlar çok doğal, olması gereken şeyler. Biz bunları artık aştık. Biz 3.5 senedir bunların içinde kavruluyoruz. Eşim de ben de çocuklar da birbirimize çok kenetlendik. Bu uzun ayrılık bizi birbirimizden koparmadı aksine daha çok kenetledi, bu acılar bizi bastırmadı aksine daha çok diriltti. Daha çok mücadele insanı olduk, ülkemizi daha çok seviyoruz. Hiçbir şey bizi yıldırmadı. Çok güzel günler olacağına inanıyorum ben. Türkiye şimdi çok zor günler geçiriyor. Ama bunlar da geçecek.

“Ben rövanşist olmayacağım. İntikam almayacağım. Meclis’te barış siyasette barış sloganım olacak” diyor Balbay. Peki siz yaşadıklarınızı içinize gömebilecek misiniz?

Asla rovanşist olmayacağız. Bana bir yetki verilse. Deseler ki, size bunları çektirenlere siz de aynısını yapın. Bize bu yapılanların aynısını ben onlara yapamam. Ben, çocuklarım, eşim bu kadar acı çektik. Eşim her zaman içerideydi. Çok zor günler yaşadı yaşıyor. Ben o kötülüğü asla yapamam bize bunları yapanlara. Aksine daha insancıl yaklaşırım. Ben bize bunları yaşatanları kazanmak, onlarla bir arada olmak, daha yaşanabilir bir dünya kurmaya çalışırım. Bu dünya bizim için, nedir bu birbirimizle savaşımız?

Balbay evin önündeki iğde ağacını özlemiş, iğde duruyor mu?

İğde duruyor. Bazen balkonu açınca iğde ağacının kokusu içeri gidiyor. Onu teneffüs ettikçe, ciğerlerimiz yanıyor. O kokunun güzelliğini hissedemiyoruz, ben o kokuyu eşim ile duymak istiyorum. İğde kokusunu duydukça ciğerlerim yanıyor.

Çocukların hem annesi hem de babası oldunuz, sizin açınızdan 3.5 yıl nasıl geçti?

Kolay değildi. Eşimin sevgisi, çocukların sevgisi hep zorlukları yenme gücünü yendi. Büyük bir aşk ile baktım onlara, her çarşamba ibadet eder gibi sektirmeden Silivri’ye gittim. Bir hafta bile gitmemezlik yapmadım. Dönüşünde hem ayrılığın acısını hem de onun için bir şey yaptım demenin gurunu yaşadım. Çocuklarıma sarıldım. Onları hep bağrıma bastım. Onlar için ne yapabilirim diye her sabah sordum kendime. Hayatımı eşim ve çocuklarıma adadım.

Eşiniz 3.5 yılda 20 kilo zayıflamış. Sağlığı nasıl?

Çok zayıfladı. Ama bedenen çok daha sağlıklı. Nazar değmesin. Korkarak söylüyorum hakikaten daha sağlıklı.

Ya tahliye çıkmazsa?

Aynı dirayetle ve umutla devam edeceğiz beklemeye. Bu kabus bir gün bitecek. Ben beş değil, 10 yıl, 20 yıl beklerim eşimi. Asla pes etmek, umudu kaybetmek yok. Umudu kaybedersek yenildik demektir. Umudumuzu hiçbir zaman yitirmeyeceğiz. Çocuklar ve eşim için ayakta duracağız.

İlk önce seçmene selam ardından ailecek Gökova...

Mustafa Balbay cezaevide her gün spor yapıyor. Gülşah Balbay, eşinin “Tahliye olunca 21 km koşacağım, Samsun maratonuna katılacağım” sözünü hatırlatarak “Koşar da, yılların acısını sporla çıkaracak” dedi. Tahliye sonrası önce İzmir’e uğrayıp seçmenlerine selam vereceklerini söyleyen Gülşah Balbay, daha sonra ailecek baş başa kalıp hasret gidermeyi ve ikinci balaylarını Gökova’da geçirmeyi planlıyor. Balbay’ın iki küçük çocuğu Yağmur ve Deniz, babalarını 3.5 yıldır cezaevinde görebiliyor.

Kaynak:
http://www.habervitrini.com/haber/mustafa-balbayin-oglu-silivriyi-havaalani-saniyor-616549/ 

 

Atatürk Köşesi ☪

Dernek:

Kameramizdan..

Tavsiyeler


Hayat PAYLAŞınca Güzel

Sitemize beğendinizmi?