Eski Makaleler

Resimi büyütmek için üstüne tıklayınız.
Resimi büyütmek için üstüne tıklayınız.

Balbayın Köyü Güney - Kenthaber

 

BALBAYIN KÖYÜ GÜNEY KASABASI

Akdeniz’in kıyıcığına sıralanmış batı Torosların hemen ardında yer alıyor Göller Bölgesi. İnsanları çalışkan ve gururlu. Yıllar önce yüzlercesi yurtdışına işçi olarak gitmişti. Köyler boşalmıştı, yıllar boyu boynu bükük kalmıştı yaşlı ana-babalar. 
Zor anlarda bile umutlarını hiç yitirmemiş, sevincini kaybetmemiş Göller Bölgesi’nin insanları. Artık köyler boşalmasın istiyorlar. Gençleri okusun işsiz kalmasın, memleketlerinde iş kapıları açılsın, göç dursun istiyorlar. Ürettikleri sebze, meyve, hububat para etsin ve eğer mümkünse beldelerinde turizm kapıları açılsın turistler ziyaret etsin, yüksek okullar hizmete girsin öğrenciler gelsin diye çabalıyorlar.
Yeşilova ilçesi Salda gölü sayesinde turizme yabancı değil. Antalya çıkışlı turların güzergahının Salda gölünden geçmesi halinde turizm canlılığının olabileceği umut ediliyor. Salda gölü Türkiye’nin en derin krater gölü. SİT alanı olduğu için motorlu tekne bile göle indirilmesine izin verilmiyor. En derin yeri 172 metre. Orman Bakanlığı’na ait mesire yeri var. Yakın bölgelerden öğrenci kampları kuruluyor zaman zaman. Bölge halkının sıklıkla kullandığı bir yer.

 

TURİZMCİNİN TERCİHİ: SALDA
Milli Park olan ve Doğal SİT Alanı olarak koruma altına alınan Salda gölünün kıyısındaki Özel İdare’ye ait Sultanpınar Dinlenme Tesisi’nin önünde bir otobüs durdu. 22 yabancı yolcusu için 20 dakikalık çay-kahve ve ihtiyaç molası vermişti. 6 gün önce Antalya’dan yola çıkan Polonyalı turist kafilesi Demre, Kaş, Kalkan, Dalaman, Muğla, Selçuk, Meryemana ve Efes, İzmir, Bergama, Çanakkale, Turuva, Edremit, Balıkesir, Akhisar, Alaşehir, Pamukkale ve Yeşilova Salda gölü üzerinden tekrar Antalya’ya dönüyordu. 5 gece 6 gün süren bir Kültür Turu. Akdem Turizm firmasından tur rehberi Osman Dörtdudak, kültür turlarının ilgi çektiğini ve müşterisinin de bol olduğunu söyledi. Dörtdudak, “Biz Polonya ile çalışıyoruz. 15 güne kadar çıkan Anadolu turlarımız da var. Bu turlara katılan misafirler, deniz güneş müşterisi gibi değildir. Daha kaliteli daha bilgili, bilinçli ve eğitimli diyebiliriz. Yani kaliteli turist deniyorsa işte kaliteli turist bu turistlerdir” dedi.
“Yeşilovalı’lar turist gelmiyor, tur otobüsleri buradan geçmiyor diye yakınıyorlar” dedim, Osman Dörtdudak hemen karşılık verdi: “Turist gelmiyor diyorlarsa biraz da kendilerinde suç arasınlar. Yıllardır aynı tesisler. Temizlik ve hizmet istenilen düzeyde değil. Tamam ben bu yolu tercih ediyorum, güzergah çok güzel o nedenle seçiyorum. Ama buradaki işletmeler tesisler de turizme yarışır şekilde davranmalı.” Mola bitip yolcular otobüsün önünde toplanınca göl manzaralı fotoğraf çekimi için bize birkaç dakika zaman verdiler. 

 

ÇAY KAHVEYLE DÖNMÜYOR
İşletmeci Lale Kaplan ile konuştuk, turizmcilerin yakınmalarına karşılık söyleyeceklerini merak ettik. Kaplan, turistik turlarla anlaşma yapmadığını, yoldan gelip geçenlere hizmet verdiğini söyledi. Kaplan neden anlaşmaları yapmadıklarını, “Öyle düşük fiyat veriyorlar ki, 3 -4 lira gibi, bu hizmeti vermek mümkün değil” sözleriyle açıklık getirdi.
Hizmet, temizlik ve dekor-düzen konusunda eksikliklerin olduğunu da kabul etti Lale Kaplan: “Mesela tuvalet parasından şikayet ediyorlar. Haklılar ama ben de haklıyım. Çünkü burada yiyip içmiyorlar ki. Sadece çay, kahve ve su içerek burasını nasıl döndüreceğim. Tuvaletten para almam lazım, peçetesi var, sabunu var, temizliği var bunun.”


BALBAY’IN KÖYÜ: GÜNEY KASABASI
Salda gölünü geçip güzel havası eşliğinde manzarayı seyrede seyrede yol aldık. Az ötede Salda kasabası, onu geçince de yöre insanının Sivri adını verdiği tepenin güney yamacına kurulmuş Güney kasabası. Kasabanın girişinde karşılaştık Nesibe Çal ile. Gazeteci olduğumuzu anlayınca buyur etti komşusunun bahçesine. Eltisi Ümmühan Çal, ev sahibi Ramazan Atıcı, çocuklar Nur Atıcı (10) ve Gamze Demir’de (14) vardı.
“Güney’in evladı napıyo, nasılmış kendisi, haberin var mı ondan” diye sordu Nesibe teyze. Ben anladım kimden bahsettiğini; o Mustafa Balbay’dan bahsediyordu. Ne diyeceğimi şaşırdım tabi; “İyidir iyi olmasına da... Orada ne kadar iyi olunuyorsa o kadar iyidir sanırım” diyebildim. Ümmühan Çal araya girdi adeta haykırdı: “İnsan öldürmedi ki bunlar. Diğerleri geziniyor salım salım, Mustafa’m suçsuz yatıyo öyle. İki yıl olcek neredeyse. Yazık değil mi bu evlada.”
Kızgınlıklarını dinledim bol bol. Balbay’ın bir an önce salıverilmesini istiyorlardı herkes gibi. “Bıraksınlar yargılamaya devam etsinler” diyorlardı sık sık. “Çocuklarına acısınlar Balbay’a acımıyorlarsa” dediler birde.

 

GÖRÜRSEN BALBAY’I ÖP OLUR MU
Birkaç yüz metre yukarıda kasabanın merkezindeydik. Remzi Akdoğan (72) ile karşılaştım, “İşte burası Balbay’ın doğduğu ev” diye eliyle işaret etti. Mustafa Balbay burada bu evde doğmuş 1960 yılında. 1971 yılına kadar da ilkokulu burada okumuş, Burdur depreminin ardından da Nazilli’ye göçmüşler.
Balbay’ların evinin önünde duran bir araçtan indi Zeliha Çavdar. Remzi Akdoğan, “İşte bak geliyor Balbay’ın teyzesi” dedi, beni tanıştırdı. Zeliha Çavdar, “Haber var mı Balbay’ım nasılmış iyi mi” diyebildi sesi titreyerek. “Ne zaman bırakacaklarmış” diye de ekledi merakla bir yanıt bekler gibi. Bakıştık biraz karşılıklı, “Görürsen Balbay’ımı, bol bol öp olur mu. Teyzen seni çok özlemiş de olur mu. Çıkınca gelsin buraya tamam mı” dedi ardından.
Balbay’ın Güney’deki akrabaları birkaç gün önce gelmişler ziyarete. Manisa’da, Ayvalık’tan İzmir’den toplanmış gelmişler teyze çocukları. Ziya Çavdar, Zeliha Çavdar, Hatice Candanoğlu Çetinkaya, İnci Candanoğlu, Mahmut Candanoğlu ile evinin önünde de fotoğraf çekildik hatıra olsun diye. 
Güney’de dilden dile dolaşan bir deyişi söylediler: “Güneyin suyu soğuktur içilmez/ Balbay’ın lafı serttir çekilmez...”

 

GURBETÇİLER FESTİVALİ
Yıllar önce yurtdışına çalışmaya giden aileler yaz aylarında gelip birkaç hafta geçirmek için burada konut yapmışlar eski konutlarını da yenilemişler. Bakkalın önünde karşılaştığımız 15 yaşındaki gençlerden Saldalı Adem Akçakoca ve Güneyli Sadık Atmaca, büyükleri Remzi Akdoğan’ı gördüklerinde sarılıp elinden öptüler. İki görbetci de Stutgart doğumlu olduklarını söylediler. Sordum, Balbay’ı tanıyor musunuz diye, olumsuz yanıt aldım. Belediye’ye bir görev düşüyor; bir caddeye hemşehrileri Balbay’ın ismini vermeli.
Güney’in yaz nüfusu 4 bini bulsa da kış nüfusu bine kadar düşüyor. “15 gün içinde bağ bozumları başlar, bitince de Güney boşalır” diye bilgi verdi Güneyliler.

 

 

Yayın Tarihi : 14 Eylül 2010 Salı 

Kaynak:  www.Kenthaber.com

 

Atatürk Köşesi ☪

Dernek:

Kameramizdan..

Tavsiyeler


Hayat PAYLAŞınca Güzel

Sitemize beğendinizmi?